Pages

Wednesday, October 29, 2014

Manipülasyon Nedir? Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir?

Manipülasyon Nedir?

Birden çok görselin birleştirilerek işlenme veya deforme edilerek efektler uygulanmasına denir. Bir başka değişle görseli değişik teknikler kullanarak yada photoshop ve benzeri programlar yardımıyla başka bir şekle sokulması.

Nelere Dikkat Edilmelidir

  • Işık 
  • Perspektif 
  • Çözünürlük 
  • Uyum
Manipülasyon Örneklerinden Bazıları

Kök Adam Manipülasyonu

Çilek Dilli Kadın Manipülasyonu

Thursday, October 2, 2014

Gamma Ayarlaması Bölüm 2

Çizgili bölümler ve çizgili olmayan bölümler, aynı yoğunlukta görünene dek ayarlama yapmalısınız

Gamma ayarlamalarında kullanılan test tabloları, biri bilinen bir gri seviyesinde renkle doldurulmuş bir kare, diğer ise siyah ve beyaz bantlarla doldurulmuş bir kare olarak iki kareden oluşmaktadır.

Gamma değerini ayarlamak için ekranda bir gamma test haritası görüntüleyin. Bunların bazıları, belirli bir gamma ayarına özel olarak oluşturulmuştur. Bu durumda 2.2 değerini seçmelisiniz. Diğerleri ise kayan bir ölçeğe göre oluşturulmuştur. Bu grafik, ayarlama yaparken grinin üç farklı tonuna bakmanıza izin vererek daha doğru bir ayarlama yapmanızı sağlamaktadır.

Grafiğe uzaktan veya yakından bakın, siyah ve beyaz çizgilerin birleştiğinden ve sadece her karenin ortalama parlaklığını gördüğünüzden emin olun.

Şimdi grafik kartınızın gamma ayarını gri kare ve siyah beyaz çizgilerden oluşan kare, 2.2 gamma ayarında aynı yoğunlukta görünene dek ayarlayın. Gamma'nız şimdi doğru olarak ayarlanmıştır.

Not: Bazı grafik kartları, hatalı bir şekilde varsayılan gamma ayarını 1 olarak göstermektedir. Bu durumda bu değer, gerçek gamma seviyesini değil, düzeltme faktörünü göstermektedir. Gerçekteki varsayılan değer, muhtemelen 2.2'dir.

GAMMA Ayarlaması Bölüm 1


Parlaklık ve kontrast doğru olarak ayarlandıysa, yazılımlar tarafından 0, 0, 0 olarak belirlenen renk saf beyaz; 255, 255, 255 olarak belirlenen renk ise saf siyah olarak görünmelidir. Bu örnekler, 24-bit renk kullandığınızı varsaymaktadır.

Virgüller arasındaki ilk değer kırmızı miktarını, ikinci değer yeşil miktarını, üçüncü değer ise mavi miktarını temsil etmektedir. 127, 127, 127 değerinin yüzde 50 gri olacağını düşünebilirsiniz ancak bu doğru değildir. Bu sadece gamma değeri adı verilen değer 1 olsaydı, doğru olacaktı (girdi bit'leri ile parlaklık arasındaki ilişki doğrusal olacaktı).

Gerçek hayatta insan gözü ışığa doğrusal bir tepki göstermediğinden, bu ayar fotoğrafların işlenmesinde en doğru sonuçları vermeyecektir. Gamma ayarı çok düşük olduğunda orta seviyedeki tonlar çok parlak görünecek, gamma çok yüksek olduğunda ise orta seviye tonlar çok karanlık görünecektir.


Gamma için önerilen değer 2.2'dir, dolayısıyla grafik kartınızın ayarlarını bu değerde en iyi resmi göstercek biçimde ayarlamalısınız.

Konu devamı için Gamma 2 yerine geçiniz..

Parlaklık ve kontrast


Monitörler genellikle yanlış renk ayarlarıyla geldiği gibi, yanlış parlaklık ve kontrast ayarlarıyla gelmeleri ihtimali de oldukça yüksektir.

Monitörünüz çok karanlıksa, bir seviyeden daha karanlık griler siyah gibi görünecektir. Monitörünüz çok aydınlıksa, belirli bir seviyeden daha parlak tüm griler beyaz gibi görünecektir. İlk durum fotoğraflardaki gölgeler gibi karanlık alanlardaki detayları göremeyeceğiniz anlamına gelmektedir. İkinci durumda ise parlak bir şekilde aydınlık alanlarda ayrıntılar kaybolacaktır.

Ekranınızda bir gri ton testi görüntüleyin. Bunu çevrimiçi birçok konumdan elde edebilirsiniz veya kendi tablonuzu hazırlayabilirsiniz.

Kendi tablonuzu hazırlayacaksanız, saf beyazdan saf siyaha yüzde 5 parlaklık aralıklarıyla yaklaşık olarak 21 gri ton değerini içerdiğinden emin olun.

Hafifçe aydınlatılmış bir odada çalıştığınızdan emin olun (tamamen karanlık bir odayı tercih etmeyin). Hedefiniz, parlaklığı ve kontrastı, mümkün olan en düşük parlaklık ayarında tüm gri tonlarını birbirinden ayırabilecek şekilde ayarlamak olacak.

Bu ayarı yapmak ise büyük oranda deneme yanılma yöntemini kullanmaktan geçiyor. Başlangıç noktası olarak kontrastı bir CRT monitörde yüzde 100 olarak, LCD monitörde ise yüzde 40 olarak ayarlayın. Ardından parlaklığı gerektiği biçimde ayarlayın.

Bu işlemin ne kadar kolay olacağı, monitörünüzün kalitesine bağlıdır. Ayarda istediğiniz doğruluğa ulaşmanız mümkün olmayabilir - bu durumda hangi durumda taviz vereceğinizi tercih etmelisiniz.

Devamı İçin Gamma konusuna geçimiz....

Renk Sıcaklığı Nedir?


Devam etmeden önce monitörünüzün en az yarım saattir açık olduğundan emin olun ve grafik kartınızın denetim programı yardımıyla varsayılan ayarlarına geri döndürün. Bu sayede en az 24-bit renk görüntülemeye zorlayacak ve LCD monitörlerde paneli doğal çözünürlüğüne döndüreceksiniz.

Renk sıcaklığı

Ayarlanması en kolay ve en temel ayarlardan bir tanesi, monitörünüzün renk sıcaklığıdır. Renk sıcaklığı, ışık renginin "siyah gövde" ile eşit olduğu noktadır. Siyah gövde radyatörü, gerçekte varolmayan teorik bir konsept olsa da, her gün rastladığımız bir şeydir. Örneğin bir nesneyi ısıttığınızda kırmızı olarak parlayabilir, daha fazla ısıttığınızda ise turuncu, ardından sarı ve beyaz rengini alabilir.

Pek bilinmeyen bir durum ise, daha yüksek sıcaklıklarda nesnelerin mavimsi bir renk alabildiği. Eğer kendimizi bu aralığın ortasına kısıtlarsak, daha düşük renk sıcaklıklar "sıcak beyazlar" ve daha yüsek renk sıcaklıkları "soğuk beyazlar" anlamına gelecektir.

Örneğin bir tungsten filament ampülün renk sıcaklığı 2.500-2900K'dir (K, Kelvin adındaki sıcaklık birimini temsil etmektedir. Santigrat ile aynıdır ancak 0K -273 santigrat dereceye denk gelmektedir). Halojen bir ampül ise ortalama 6.500K'dir.

Monitörlerin hemen hemen tamamı ise 9.300K renk sıcaklığı ile gelmektedir.

İhtiyacınız olan ise gün ışığına yakın bir değer bulmaktır - 6.500K'ye yakın bir değer. Bunu monitörünüzün kurulum düğmeleriyle kolaylıkla elde etmeniz mümkündür.

Renk sıcaklığı (color temperature) ile ilgili menü girdisini seçin ve 6.500K'i seçin (bazen D65 olarak gösterilebilir). 9.300K'e ayarlı monitörlere alıştıysanız, bu yeni ayar size biraz soluk gelebilir ancak bir süre sonra kendinizi alıştırdığınızda renkleri daha doğru görebileceksiniz.

Devamı İçin Parlaklık ve Kontrast  konusuna geçiniz...

Wednesday, October 1, 2014

Monitör (Ekran) Kalibrasyonu Nasıl Yapılır?

Monitörünüzün ayarlarını doğru olarak yapın, hiçbir detayı gözünüzden kaçırmayın!
 Kalibrasyon


Birçok monitör, doğru kalibre edilmiş bir şekilde aylarlanmış olarak gelmiyor. Bunun sonucu olarak ise resimlerdeki detayları ve renkleri doğru olarak görmüyoruz. Yanlış ayarlanmış bir monitör, kötü çıktılar almamıza da neden olabilir.

Başlangıçta bunun sadece profesyonel fotoğrafçıları ilgilendirdiğini düşünebiliriz ancak günümüzde hemen hemen herkes fotoğrafları dijital olarak saklıyor ve düzenliyor. Dolayısıyla tüm ihtiyacımız olan düzgün bir şekilde ayarlanmış monitör.

Düzgün bir şekilde ayarlanmış monitör, özellikle de bizim gibi grafik ile uğraşanlar için büyük önem taşıyor. İster sadece web'de gezinin ister grafik programları ile çalışın, monitör ayarlarınız doğru değilse birçok detayı kaçırıyor olabilirsiniz.


Monitör kalibrasyonu eğer özel bir donanım kullanırsanız çok pahalı ve karmaşık bir işlem halini alabilir. Ancak buna ihtiyacınız yok. Bu yazımızda monitörünüzü basit ve ücretsiz bir şekilde nasıl ayarlayabileceğinizi araştıracağız.

Devamı için... Renk Sıcaklığı Konusuna Geçiniz..

Sunday, September 28, 2014

Google sizin için herkesi takibe almış! Sizi bile

Şuanda kullanmış olduğumuz FourSquare’a gerek kalmıyor, Google sizi izniniz olmadan her an izliyor. Bugün twitterde gezinirken denk geldiğim Google Konum Geçmişi adındaki sayfa beni çok şaşırttı. Çünkü 2 aylık tüm gezintilerim mobilimde GPS kapalı olduğu halde HTML5 yardımı ile Google’a iletilmiş.
Google Konum Bilgisi İle Ne Yapabilir
  • Genel olarak gezmiş olduğunuz konumları izleyerek buraların halka açık alanlar olduğunu saptayabilir.
  • Olası bir savaş durumunda askerlerin konumlarına bombalar gönderebilir.
  • Eğer ünlü bir isimseniz yolunuza pusu kurabilir.
Hayatımıza giren akıllı telefonlar her ne kadar işlerimizi kolaylaştırsa da bir diğer yönden hayatımıza zarar verebileceği kesin. Android işletim sistemine sahip cihazlarda HTML5 yolu ile telefonun güncel konumuna ulaşılabiliyor. Bu sebep ile Android telefonları olanlar özel toplantılarınıza veya özel yerleşim yerlerinizde telefonlarınızı uçak moduna almanızı kesinlikle tavsiye ederiz.
Şuana kadar telefonunuz ile gezmiş olduğunuz konumları görmek için aşağıdaki linki takip edebilirsiniz.
Mevcut konumlarınızı görebilmek için android telefonunuz/tabletinizdeki hesabınız ile googleye giriş yapmalısınız. Yoksa sadece google’a giriş yaptığınız hesabınızdaki konumları görebilirsiniz.

Saturday, September 27, 2014

Logo Nasıl Tasarlanır Biliyor Musun ?

Logo, her kurumsal firma için en önemli pazarlama unsurlarından biridir. Logo, markanızın yüzüdür. Logo, işinizi tanımlar, firmanız hakkınızda bilgi verir. Logo tasarımınız tüketicinizin sizi hatırlamasına yardımcı olur ve zihninde markanızla ilgili bir bağ kurar. Yeni bir logoyu seçmek sizin için karışık bir süreç olabilir. Renkler, fontlar,görseller, boyut, şekil gibi pek çok unsura dikkat edilmesi gerekir. Nereden başlamanız gerektiğini bilmiyorsanız, özgün ve yaratıcı bir logoya sahip olmak için işte size bazı ipuçları:


#1: Beyin fırtınası yapın ve işinizi en iyi tanımlayan öğeleri bulun! Çalışanlarınızla bir araya gelin ve işinizi en iyi tanımlayacak sembolü bulmaya çalışın. Markanız bir boğa kadar güçlü mü? Yoksa içinde bulunduğunuz sektörün parlayan yıldızı mı? Yoksa sadece ciddi ve profesyonel bir duruşu mu var? Bir araya gelin ve bu özelliklerin bir listesini yapın. Bu beyin fırtınasının sonucu size logonuzun ana temasında hangi özelliği taşıması gerektiğini gösterecektir.

#2: Logonun esnek olup olmadığını kontrol edin! Logonuzun tasarımının esnek ve her yerde uygulanabilir olması çok önemli! Logonuzu seçerken, onu kullanacağız tüm kanalları düşünerek, her mecrada uyarlanabilecek bir logo olmasına dikkat edin. Örneğin bir ürününüz varsa, paketinizin üstünde nasıl duracağını düşünün. Ya da belli bir mağazanız varsa tabelanızın o logoyu nasıl taşıyacağını düşünün. Hatta ve hatta günümüzde internet mecralarının daönemini düşünerek, sosyal medya kanallarında ya da internet sitenizde logonuzun nasıl görüneceğini düşünün. İyi bir logo, siyah veya beyaz,küçük veya büyük farketmez, her koşulda bir bakışta tanınır olmalıdır. İyi bir logo sadece kartvizitinizde değil, Twitter avatarınızda da güzel durmalıdır. Eğer logonuzun rengi ve şeklinin dışında, taşıyıcı bir görsel öğesi varsa, işiniz çok daha kolay olur ve markalaşmayı düşündüğünüz her alana logonuzu kolayca entegre edebilirsiniz.

#3: Başkalarının fikirlerini alın ama…! Çevrenizde inandığınız güvendiğiniz kişlerin yorumlarını almak, farklı bakışaçıları duymak doğru logoyu seçerken hayli önemlidir. Hem kendi çalışanlarınıza hem de çevrenizdekilere tüm logo tasarımı seçenklerini gösterin vefikirlerini alın ve hatta basit bir oylama yapın. Ama şunu unutmayın, kararınızı sadece oylama sonucuna göre vermeyin. Oylamaları kısa listenizi oluşturabilmek için mutlaka yapın, ancak son kararı veren kişi yine siz olun. İçinizden gelen sesi dinleyin. Çünkü; işinizi, içindebulunduğunuz pazarı ve stratejilerinizi en iyi bilen sizsiniz ve logonuza karar verirken bu unsurları sizden daha iyi kimse göz önünde bulunduramaz.

#4: Modaya uymaya çalışmayın özgün olun! Logo tasarımı zamansız olmalıdır. Bugünün modasına uygun, bugünün renklerine uygun diye bir fikre kapılmayın. Örneğin ‘Coca Cola’nın logosu zamansızdır. Zamansız demek, yıllar geçtikçe logonun kalitesini kaybetmemesi demektir. 1900’lü yıllarda sahip olduğu logo ile 2014 yılındaki logosu arasında çok ufak farklılıklar vardır. Asıl dikkat edilmesi gereken logonuzun özgün ve orjinal olmasıdır. Logonuz eğer yeterince özgün ise, işte o zaman markanızla bütünleşir ve uzun yıllar boyunca hepmarkanızla birlikte hatırlanır.

Friday, September 26, 2014

Hangi Tasarımda Ne Yapmalıyım

Bir grafik tasarımcı, bir ilan tasarımına nasıl başlar? 

Bu sorunun cevabı birçok ajansta ve ilgili işletmede farklıdır. Bu işin evrensel doğrularını ekonomik nedenlerle ya da bilgisizlik ve duyarsızlık gibi nedenlerle uygulamayan yerlerin ülke çapında oldukça fazla olduğuna inanıyorum. Zavallı birçok grafiker metin yazarından, kreatif direktörden, sanat yönetmeninden yoksun olarak, kelimenin tam anlamıyla tek tabanca çalışmaktadır. Bu nedenle mesleğiyle ilgili bildiklerini uygularken, bilmedikleriyle farkında olmadan reklam camiasına ciddi zararlar vermektedir.



Başlık Tipografisi

Birçok grafiker ne yazık ki bu konuyla ilgili oldukça bilgisizdir. Oysa az sonra anlatacağım birkaç püf noktasıyla ilgili bilgileri olsa çok daha doğru işlere imza atabilirlerdi. Neyse, hiçbir şey için geç değil.


Öncelikle kullanacağınız başlıkla ilgili doğru fontu seçmelisiniz. Doğru fontun nasıl seçileceği ilgili en önemli ipucu, reklamını yaptığınız şirketin fiziksel hatları ve felsefesini bilmeniz gerektiği, bir şey alıp satıyorsa bunun ne olduğu, bir sosyal organizasyonsa bu organizasyonun hatlarını kavramanız gerektiğidir. Örneğin sert hatlara sahip, ciddi bir ticari şirkete uygun karakter tırnaklı bir fonttur. Çünkü tırnaklı fontlar ciddiyete en uygun fontlardır. Örneğin daha sportif özellikleri olan, örneğin bir spor mağazasıysa müşterimiz tırnkasız font seçimi daha uygun olacaktır. hatta gerekirse rounded (köşeleri yumuşak-tırnaksız "Vag Rounded"-Kipa'nın fontu) bir font kullanılabilir. Ancak burda en önemli olan nokta şudur; "Başlık tipgrafisinde asla script (elyazısı vs.) bir karakter kullanmayın".

Kullanacağınız font seçimini bitirdikten sonra gelelim bu fontun ilanınızda ya da olası reklam materyalinizde kullanılışına. Uyguladığınız başlık (bir ilanda çoğu zaman reklam sloganı) mutlaka okunur olmalıdır ve genellikle hiyerarşide ilk vurgu üzerinde olduğu için birinci sıradadır. Bu nedenle okunmayacak bir font seçmekten uzak durmanız gerektiğini zaten yukarıda belirttik. Ancak doğru fontu seçmekle ne yazık ki herşey bitmemekte. "Başlık tipgrafisi tek leke olarak algılanmalıdır". İşte bu nedenle kullandığımız fontun es-pas (karakterler arasındaki mesafe) yasarlarını sıkılaştırmamız gerekmektedir.

Sırada fontunuzun büyüklüğü ve renginin seçimi var. Başlığınızın (çoğu zaman ana slogan) genelde hiyerarşide birinci sırada olması gerektiğini söylemiştik. Uygulama yaptığınız alana göre (katalog, broşür, ilan vs.) görsel iletişimde birinci sırada olmasına yetecek kadar büyüklükte olmalıdır.

Görsel iletişimde kırmızı ve tonları diğer bütün renlerden önceliklidir ve gözü ilk olarak kendilerine yönlendirirler. Bu nedenle kullandığınız başlıkta hali hazırda kırmızı ya da tonu bir renk kullandıysanız boyutundaki ufak farklılıklardan etkilenmeksizin gözü kendisine yönlendirebilirsiniz. Şayet rengi kırmızı değilde başka bir renkse tasarımdaki kontrastı (zıtlığı) çok önemlidir. Eğer çok fazla zıtlık yoksa (örneğin gri bir zemine siyah başlık) bunu fontun büyüklüğünü artırarak destekleyebilirsiniz. Anlaşıldığı gibi herşey onu görsel iletişimde hangi sırada göstermek istediğinizle ve tasarladığınız sayfanın leke dengesi içerisindeki duruşuyla bağlantılıdır.

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, eğer tasarladığınız ilan bir imaj ilanıysa ve/ya da fikirle birlikte bunu destekleyen görsel yeterince güçlüyse, hiyerarşide öncelikli olduklarından sloganla ilgili başlık tipgrafisi çok geride kalabilir. Burdaki ana fikir, ilanın görsel gücü ve fikir gücü sayesinde oluşan estetik ve cazibenin sloganı zaten okutacağıdır.


Alt Başlık ve İçerik Tipografisi

Başlık tipografisini yüzümüzün akıyla bitirdikten sonra sıra geldi alt başlık ve içerik tipgrafisine. İşte burda yine çok önemli bir nokta devreye girmektedir. "Çalışmanızda asla 2 fonttan daha fazla farklı font kullanmayın". 2 font bile çoğu zaman fazla olup, başlık tipografisinde kullandığınız karaterin kendi içindeki biçemlerini (bold, italic vs.) ve çeşitlerini (extended, condensed vs.) alt başlık ve içerik tipografisinde kullanmanız çok daha doğru olacaktır. Burda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise içerik tipografisini nasıl uygulayacağımızdır. Tam da burda okunma ve okutma dediğimiz kavramlar devreye girmektedir. Yazdığınız içeriği sadece kendiniz okumamalı, o içeriği onunla iletişim kuran tüm gözlerin rahatlıkla okumasını sağlamalısınız. "Okunma sınırı basılı materyalde 6 punttur". (tabii burda bahsettiğimiz gözle yakından iletişim kuran basılı materyal, 100 cm x 80 cm bir dijital baskılı branda değil). Yazdığınız içerik insanların rahatlıkla okuyabileceği bir büyüklükte olmalıdır. Parantez içerisindeki yazıdan da anladığınız gibi burda görsel iletişimin temas mesafesi çok önemlidir. Ancak bununla da bitmemekte, yine es-pas dediğimiz karakter aralıklarının ayarlanması gerekmektedir. Bir içerikte başlıktakinin aksine dolgun bir leke, okunmayı güçleştirecektir. Bu nedenle "0" ya da gerekirse "10" es-pas gibi bir değer okuyanı rahatlatacaktır. (Bu es-pas değerleri, dergi, ilan gibi basılı materyaller ve çok kullanılan fontlar göz önüne alınarak verilmiştir. Değerler beklentiye göre değişebilir.)

İçerik tipgrafisinde eğer uzun bir metin okutacaksak (dergi gibi) bunun bloklar halinde yazılmasına dikkat etmeliyiz. En az 2, bazı zamanlar 3 ya da boyuta göre 4 blok kullanabiliriz. Bu sayede göz okuduğu yazıyı çok daha rahat takip edecek ve içerik ulaşması gereken yere ulaşabilecektir. Eğer bloksuz yekpare metin olarak kullanırsak çok büyük ve karmaşık bir leke oluşacak ve göz, yazıya bakmaktan çok çabuk yorulacak ve sıkılacaktır.


Tasarımda Boşluk Kullanımı

Boşluk kullanımı tasarımınızı güzelleştirecek, estetik gösterecek ve herşeyin ötesinde iletişim kurmasını sağlayacak en önemli konudur. Eğer yaptığınız tasarımda heryer dolsun gibi bir kaygıya düşerseniz ya da verdiği paranın karış karış karşılığını almak istermişcesine böyle bir kaygıya düşen müşterinizi uyarmazsanız, yaptığınız ve yapacağınız her şeyin boşa gitmesine neden olursunuz. Tasarımınızdaki boşluklar, iletişim kuran kişinin gözüne rehber niteliğindedir. Rehberi olmayan bir göz nereye bakacağını şaşırır, ne yapacağını bilemez.

Statik ve dinamik olmak üzere 2 tip boşluk kullanımı bulunmaktadır. Satik boşluğu simetrik bir tasarımın içerisindeki boşluk olarak düşünebiliriz. Bakması huzurlu olmakla birlikte göz uzun süre bakmak istemez. Düzenli bir yapısı vardır. Dinamik boşluk ise negatif alanların ve lekelerin tasarımın genelinde oluşturdukları dengeyle birlikte asimetrik bir yapıdır. Göz daha uzun süre bakmak ister. Bunların ikiside kendi içlerinde doğrudurlar. Sadece tasarımınızda hangisinin kullanılması gerektiğine siz karar vermelisiniz.


Logo Çalışmasında Font ve Renk Seçimi

Logo çalışması doğru yazı karakterinin seçimi ile başlayacaktır. Örneğin moda sektöründe bir firmanın yazı karakteri için el yazısı seçilebilir ama genel olarak el yazısı karakterinin okunuştaki zorlukları sebebi ile çok tercih edilir bir yapıda olmadığını unutmamak gerekir. Bir ressam ve ya bir moda tasarımcısı imzaya benzer kaligrafik bir şekil ile ifade edilebilir ama algının zayıflaması marka oluşumu sürecinde işi yavaşlatan etkenler arasında yer alır. Bu sebeplerle denilebilir ki, iyi bir yazı karakteri aynı zamanda sektörü ifade etmelidir. Metal sektöründe bir firma için Black ve Sans Şerif(Tırnaksız) bir karakter doğru olacakken, bir gazete için okuma kolaylığı olan şerif (Tırnaklı) yazı karakteri seçimi en doğru seçimler arasında yer alacaktır. Fakat bu kesinlik ve ya zorunluluk olarak görülmemelidir.

Logo çalışmasında en çok karşılaşılan hatalardan birisi, çalışmanın ikinci aşamasında renklere karar vermek olacaktır. Oysa bir sonraki adım, renksizliğin en doğru şekilde hazırlanmasıdır. Renksizlikten kasıt, logonun siyah ve beyaz dengesinin en doğru şekilde oturtulmasıdır. Çünkü renksiz hazırlanan ve doğru olarak hazırlanan bir logo çalışması istenen her renk için uyumlu olacaktır.

Yine renk aşamasına geçmeden önce dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise, logonun uzun kenarının 1 cm içinde algılanabilir olması durumudur. Aksi durumda logo yatay ve dikey uygulamalarında büyük kullanma zorunluluğundan dolayı algısı zayıflar ve her yerde büyük logo kullanımı mümkün olmayacağı için işiniz iyice zorlaşır.

Tüm bu konular çözüldüğünde artık renk konusunda çalışma başlayabilir. Renk seçiminde yine içerisinde bulunulan sektör incelenmeli. Her rengin insanlar üzerindeki etkileri incelenmelidir. 5 kuruş fazla olsun kırmızı olsun mantığı her zaman en doğru yaklaşım değildir. Örneğin yine kola konusundan ilerleyecek olursak; Cola çıkış noktası olarak kırmızıyı seçti kendine. Bu durum en büyük rakibi olan pepsinin maviyi seçesine sebep oldu. Pepsi, kurumsal renk farklılığına gitme olayını 80’li yıllara kadar çözememişti. Kırmızı, mavi olan kurumsalında ısrarla kırmızıyı kullanmasına rağmen 80’li yıllarda yaptığı hatayı fark edip, kurumsalını maviye çevirme kararı almıştır. Böylece farkındalık kavramını doğru bir şekilde kullanmaya başlamıştır. Yani farkındalık öncelikle renk ile sağlanmalıdır.

Alıntıdır

Thursday, September 25, 2014

Bir işe başlamadan önce ne olduğunu öğrenmelisin Grafiker Nedir?

GRAFİK TASARIMCISI TANIM

Bir mesajı görsel yolla belirli bir hedef kitleye ulaştırmak amacıyla logo, afiş, büyük boy sokak afişi yani billboard, basın ilanı, ambalaj, kitap, dergi, tanıtım filmleri, çizgi film gibi iletişim kanallarında yayınlanmak üzere yazı ve görsel elemanlarla sanatsal ölçütler içinde tasarlayan kişidir.

GÖREVLER
– Tasarımını yapacağı konuda ayrıntılı bilgi edinir, müşterilerle görüşmeler yapar,
– İlgili konuda tek başına veya reklam ajanslarında ekip olarak çalışarak bir kavram ve ana tema oluşturur,
– Konunun gerektirdiği kavramlara uygun görsel düzenlemeler tasarlar,
– Gerektiğinde fotoğraf ve film çekimlerinde, sanat yönetmeni olarak yaratıcılığa katkıda bulunur, uygulamada estetik düzenlemeleri gerçekleştirir veya denetler,
– Basılacak veya TV kanalları, internette yayımlanacak bir malzemenin tasarımından basım veya yayım aşamasına kadar uzanan tasarım sürecini takip eder, denetler ve sonuçlandırır.

Örneğin; bir broşürün tasarımını yaparken; bilgisayarda uygulayarak veya teknisyene uygulatarak film aşamasına gelmesini sağlar, film aşamasında tasarımın aslına uygunluğunu denetler, prova baskısı ile sonuca yakın örneği inceler, baskı aşamasında matbaayı, malzemeyi (kağıt vb.) denetleyerek doğru sonucu almayı sağlar.

KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
– Bilgisayar, özellikle masa üstü yayıncılık, grafik gibi bilgisayar programları,
– Scanner-resim tarayıcı, printer-yazıcı gibi bilgisayarla ilgili donanımlar.
– Her türlü kağıt ve benzeri malzeme,
– Her türlü resim malzemesi,
– Baskı alet ve araçları,
– Fotokopi ve diğer büro aletleri,
– Her türlü iletişim ve bilgi iletim araçları.

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
– Grafik tasarımcısı olmak isteyenlerin;
– Biçim ve mekan ilişkisini görebilen,
– Renk ve şekilleri en ince ayrıntıları ile algılayabilen,
– Hayal gücü zengin, yaratıcı,
– Tasarımlarını çizgi yolu ile ifade edebilen,
– Sosyal, psikolojik, sanatsal alanlara ilgili,
– Yeniliklere açık, teknolojiyi yakından izleyen kimseler olmaları gerekir.
– Genel kültür düzeyi yüksek kişilerin bu alanda başarılı olacağı düşünülmektedir

ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Grafik tasarımcısı, büroda; bilgisayarla veya çizim masası üzerinde, (zaman zaman sakin ortamlarda) film stüdyolarında, çoğu zaman bilgisayar karşısında, fotoğraf stüdyolarında, ajanslarda, genellikle zamana karşı yarışarak çalışmak durumundadır.

ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI
Tanıtım sektöründe: Reklam ajansları, tanıtım atölyeleri, endüstri-ticaret ve devlet kuruluşlarının ilgili bölümlerinde; grafik tasarımcısı, sanat yönetmeni veya yardımcısı olarak çalışır. Multimedyada, her türlü interaktif (elektronik) ortamda hazırlanan çalışmalarda görev alırlar. (İnternet sayfalarının hazırlanması gibi.) Yayıncılık sektörü: Gazete veya dergilerde; sanat yönetmeni olarak çalışırlar. Sayfa düzenleri, kapak tasarımı, ilgili düzenlemeler ve illüstrasyon çalışmaları yapar. Film sektörü: Uzun veya kısa metrajlı filmlerde, TV filmlerinde sanat yönetmenliği veya jenerik hazırlanmasında görev alabilir. Bilgisayarla hazırlanan tüm tasarım ve uygulamalarda çalışır. Çizgi film atölyelerinde: Tip yaratmak, storyboard hazırlamak, jenerik yapmak gibi işlerde çalışır. “Grafik” lisans programını bitirenlerden Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programını veya Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) işbirliği ile açılan / açılacak Pedagojik Formasyon Programını başarı ile tamamlayanlar, lise ve dengi okullarda Resim / Grafik öğretmeni olarak çalışabilirler.

MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Mesleğin eğitimi çeşitli üniversitelere bağlı Güzel Sanatlar Fakülteleri ve yüksekokulların Grafik ve Grafik Tasarımı Bölümlerinde verilmektedir.

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI
Mesleğin eğitimine girebilmek için,
– Lise veya dengi okul mezunu olmak,
– Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) Özel Yetenek Sınavına kayılmak için gerekli baraj puan almak,
– Özel yetenek sınavına katılarak başarılı olmak gerekmektedir,
– Grafik Tasarımı ön lisans programına girmek için ise Öğrenci Seçme Sınavında Yeterli Eşit Ağırlık (EA-1) puan almak gerekmektedir.

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
Grafik Tasarımcılığı ile ilgili eğitim veren lisans programlarında eğitim liseden sonra 4 yıl, meslek yüksekokullarında 2 yıldır. Eğitim süresince öğrencilere; Temel Sanat Eğitimi, Desen, Yazı Tipografi, Modelaj, Fotoğraf, Sanat Tarihi, Kültür Tarihi, Reklam Analizi, Bilgisayar Grafiği, Çağdaş Sanat, TV-Video Grafiği, Grafik Atölyesi, Özgün Baskı-Resim, Estetik ve Sanat Felsefesi, Teknik Resim-Persfektif, Sanat Sosyolojisi, Sanat Yazıları, Semiatik, Sanat Eserlerini İnceleme, gibi dersler okutulmaktadır.

MESLEKTE İLERLEME
Çalıştıkları kurumlarda önce grafik tasarımcısı veya sanat yönetmeni yardımcısı olarak işe başlarlar. Yaratıcılıkları, mesleki başarıları ve deneyimleri doğrultusunda; sanat yönetmeni, daha sonra da sanat yönetmenleri ve metin yazarlarından oluşan yaratıcı grubun başında yaratıcı yönetici (Creative Direktör) olabilirler. Bu ilerleme ve başarı kişinin meslekte iyi bir ücret almasına olumlu katkılar sağlar. Lisans eğitiminden sonra alanlarında mastır (yüksek lisans) ve doktora eğitimi alarak akademik kariyer yapabilirler, yüksek öğretim kurumlarında araştırma görevlisi, doçent, profesör gibi unvanlarla öğretim üyesi olarak görev yapabilirler.

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU
Öğrenciler eğitimleri süresince Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun verdiği öğrenci kredisi ile çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından sağlanan burslardan faydalanma olanaklarına sahiptirler. Tecrübe, işteki pozisyon, işyerinin büyüklüğü, ücretlerde etkili olur. Tasarımcı veya sanat yönetmeni (Art Direktör) yardımcısı olarak işe başlandığında asgari ücretin 1-2 katı, sanat yönetmeni olarak işe başlandığında asgari ücretin 3-4 katı arası ücret alınır. İşteki deneyim ücret değerlendirmesinde etkili olur. Serbest çalışmayı seçen grafik tasarımcıları, Grafikerler Meslek Kuruluşu’nca yılda iki kez belirlenen fiyat listesine göre çalışırlar

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER
– İlgili Eğitim Kurumları,
– Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,
– Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl ve Şube Müdürlükleri Read